TURAN HUKUK BÜROSUAv. Mükremin TURAN |
ÖNEMLİ DUYURUBirçok müvekkilimizin merak içerisinde olması ve tarafımızdan bilgilendirme istemesi üzerine aşağıdaki gibi açıklama yapılması gerekmiştir: FETÖ İLE BAĞLANTILI OLDUĞU SAPTANAN KURUM VE KURULUŞLARDA ÇALIŞANLARIN ALACAKLARININ DURUMU : 15 Temmuz 2016 günü T.C. devletine
karşı girişilen darbe teşebbüsü ve kalkışma hareketi sebebiyle olağanüstü hal
ilan edilmesinden sonra adı geçen FETÖ terör örgütü ile ilişkisi olduğu
düşünülen kurum ve kuruluşlarda çalışan binlerce insanın hukuki alacaklarının
durumu hakkında müvekkillerimizce yoğun olarak sorular sorulmaktadır; Özel Şifa Üniversitesi’ne bağlı
semt polikliniklerinde görevli yüzlerce insanın 2016 yılının Ocak ve Şubat
aylarında işten çıkartıldığı ve işten çıkartılan işçilere tazminatları ile
işçilik haklarının ödenmediği herkesçe bilinmektedir. Hakları ödenmeyen
işçiler, hekimler ve akademisyenlerle ilgili davalarımız iş mahkemelerinde
devam ederken meydana gelen darbe girişimi sebebiyle yeni bir hukuki ihtilaf
doğmuştur. Zira çıkartılan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre ; (2) Kapatılan vakıfların her türlü taşınır ve
taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı
Vakıflar Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilmiş sayılır. Kapatılan vakıf
yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan
diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı,
alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır,
bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve
taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Birinci fıkrada sayılanların her
türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte
bulunulamaz…” Olağanüstü
Hal döneminde çıkartılan bu kanun hükmünde kararname uyarınca kapatılan kurum
ve kuruluşların malvarlığı ile alacak ve hakları bedelsiz olarak hazineye
devredilmiştir. AÇILAN DAVALAR NE OLACAK ? Açılan
davaların akibeti hakkında kesin bir şey söylemek bu aşamada mümkün değildir.
Cumhuriyet tarihimizde ilk kez yaşanan böyle bir durumun örneği olmadığı gibi
bir çok hak birbiri ile yarışır olmuştur. Ancak işçilik hakkı öncelikli
alacaklardan olduğuna göre ve bu hakların tespiti resmi olarak mümkün olduğuna
göre ilgili kurumların davalı yerine geçip davaların sonuçlandırılması
gerekmektedir. Bu
süreçte ilgili kanun hükmünde kararnamede “… her türlü borçlarından dolayı
hiçbir şekilde hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz.” Demek suretiyle
hukuki bir çıkmaza girilmiştir. Ancak kanaatimizce olağanüstü hal durumu
kaldırıldıktan sonra yasama meclisince bu kurum ve kuruluşların bir kısım
borçlarının ödenmesi için bir kanun çıkartılacaktır. Bir kısım borçlardan kastımız
ise ticari defter ve kayıtlar ile ya da resmi kurum ve kuruluşlardaki kayıtlar
ile tespiti mümkün olan borçlardır. Aksi taktirde imzaya yetkili kişilerin
kapatma kararından sonra kötü niyetli olarak imzalayacağı borç senetlerinin de
hazine tarafından ödenmesi gerekeceği ve haksızlığa sebebiyet verecek
olmasıdır. Özet
olarak; dava açan müvekkillerimizin alacaklarının akıbeti konusunda biraz daha
sabırlı olmaları gerekmektedir. Bizim alacaklarımızın tamamı gerek devlet kurum
ve kuruluş kayıtları ile ve gerekse de kapatılan kurum ve kuruluş kayıtları ile
ispat olunabilmektedir. Devletçe de tespiti mümkün olan; daha doğrusu hile
karıştırılması mümkün olmayan alacaklardandır. İçinden geçtiğimiz bu karmaşık
ve zor günler atlatıldıktan sonra devletimizin kimseyi mağdur etmeyecek
düzenlemelerde bulunacağına olan inancımız tamdır. Aksi
halde tüm müvekkillerimizin haklarının korunması adına gerekli tüm işlemlerin
ve takibin yapılacağının bilinmesini isteriz. Saygılarımızla.
24.07.2016 AVUKAT
MÜKREMİN TURAN |
TANIMA VE TENFİZYabancı Ülke Mahkemelerince Verilen Boşanma Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi Yabancı bir ülkede hüküm altına alınan boşanma kararı Türkiye'de kendiliğinden geçerli olmaz. Her ne kadar Yabancı ülkede boşanma davası sonuçlansa da bu boşanma kararı Türkiye'de nüfusa işlenmez ve kişinin medeni hal durumu nüfus kayıtlarında evli olarak devam eder. Vatandaşlarımız bunun genellikle farkında olmayıp; ancak yeni bir evlilik aşamasında Türkiye’de evli olduklarını görünce fark edebilmektedir. Bu durumun en önemli sıkıntıları yeniden evlenememek ve
boşanmış eşlerin boşanmalarına rağmen birbirlerinin mirasından pay almalarıdır. Öyleyse Yabancı ülkede mahkeme kararıyla boşanan Türk vatandaşların bu kararın Türkiye'de de geçerli olması için Türkiye'de tenfiz davası açmaları zorunludur. Bu dava ayrıca bir boşanma davası olmayıp yalnızca alınan yabancı mahkeme kararının Türkiye’de geçerli sayılması için açılmış bir dava olacaktır. Bu sebeple tarafların mahkemeye gelme zorunluluğu bulunmamakta, boşanan eşler tekrar karşı karşıya gelmemektedir. Yabancı ülke mahkemesince verilmiş boşanma kararının Türk nüfus kayıtlarına işlenebilmesi için Türkiye` de tanıma veya tenfiz davası olarak bilinen davanın açılması ve sonuçlandırılması gerekmektedir. Tanıma Davası : Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması, kararın kesin hüküm gücünün Türkiye’yi de kapsaması anlamına gelir. Yabancı mahkemece verilen kararın hukuki sonuçları, yabancı mahkeme devletinin hukukuna göre belirlenir. MÖHUK Md. 59 hükmüne göre “Yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder”. Yani yabancı ülke mahkemesinin verdiği kararın kesinleştiği tarihte boşanmış sayılırsınız. Türkiye’ de açılan tanıma-tenfiz davasında verilen kararın kesinleştiği tarihte değil. MÖHUK Md. 58 ve 54 de yazılı şartları taşımadığı için tanınmayan yabancı mahkeme kararı, ilam niteliğinde bir hukuki etkiye sahip olamaz. Bununla beraber hukuki bir anlamdan da bütünüyle mahrum sayılamaz, özellikle her hangi bir ihtilafta ispat vasıtası değer ifade edebilir. b.Tenfiz Davası: Yabancı bir mahkemece verilen boşanma kararının tenfizi denildiğinde ise onun Türkiye’de icra edilebilirliği kastedilmektedir. Tenfiz kararı tanımadan farklı olarak ilamın Türkiye’de yerine getirilmesini mümkün kılmaktadır. Örneğin yabancı mahkemece verilen boşanma kararında nafaka ve tazminata ilişkin hükümler varsa ilamın bu kısımlarının Türkiye’de infazı tenfiz kararı ile mümkün olabilmektedir.Genel ve Ortak Özellikleri : 1. Tanıma ve Tenfiz davaları duruşmalı olarak görülür, dosya üzerinden karar verilemez. 2. Tanıma ve tenfiz davaları basit usulde muhakemeye tabidir. Adli tatilde degörülebilir. 3. Davacının yerleşim yeri Türkiye’de değilse teminat göstermesi gerekir. Teminatın miktarını hakim tayin eder. Ancak muafiyet şartı getiren uluslararası bir anlaşma varsa teminat şartı aranmaz. 4. Yetkili mahkeme Davalının yerleşim yeri (ikametgahı) mahkemesidir. Karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer yerleşim yeri kabul edilmektedir. Davalının Türkiye’de ikametgahı yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, bu dahi yoksa Ankara, İstanbul, İzmir mahkemeleri yetkilidir. Dava bu üç yerden istenilen birinde açılabilir. 5. Görevli mahkeme boşanmanın tanınması ve tenfizinde Aile Mahkemesi diğer davalarda ise Asliye Hukuk Mahkemesidir. Şartları ve istenilen (eklenmesi gereken) belgeler: 1- Yabancı Mahkeme tarafından verilmiş ve kesinleşmiş boşanma kararının kesinleşme ve appostille şerhi taşıyan aslı. 2- Yabancı Mahkeme Kararının tamamının noter veya resmi kurumlarca onaylı tercümesi. 3- Tenfizi istenen istenen kararın mahkemece verilen bir karar olması gerekmektedir. Belediye v.s. gibi idari birimlerce verilen kararların tenfizi söz konusu değildir. 4- Türkiye Cumhuriyeti ile kararın verildiği yabancı ülke arasında doğan fiili veya hukuki karşılıklılık (mütekabiliyet) veya bu konuda anlaşma(sözleşme) olmalıdır. Tanıma davasında aranmaz. Tenfiz şartıdır. 5- Yabancı mahkeme hükmünün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerekir. 6- Yabancı Mahkeme kararının Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması gerekir. Boşanma ,ayrılık, evliliğin iptali gibi davalar da Türk mahkemelerinin münhasır yetkisi yoktur. 7-Yabancı ülke kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişiye yabancı mahkeme tarafından usulüne uygun olarak savunma hakkı tanınmış olması gerekir. 8- Türklerin kişi hallerine ilişkin yabancı mahkeme ilamında Türk kanunlar ihtilafı kuralları gereğince , yetkili kılınan hukukun uygulanmamış ve Türk vatandaşı olan davalının tenfize bu yönde itiraz etmemiş olması gerekir. Boşanma davaları kişi hallerine ilişkin davalardan olduklarından Türk kanunlar ihtilafı kuralları gereğince Türklerin boşanma davaları için öngörülen hukukun uygulanmadığının belirlenmesi ve davalının da bu konuda itirazda bulunması halinde tenfiz kararı verilemez.. Ayrıntılı bilgi için iletişim bölümünden bizimle irtibat
kurabilirsiniz.
|
KADROMUZAv. Mükremin Turan
Av. Nilüfer Atılgan
Stj. Av. Burak Ata
Şentürk Erdoğdu
Bilgen Kandemir
|
İLETİŞİM
|